Suçluluk Quotes

Quotes tagged as "suçluluk" Showing 1-8 of 8
Hans Blumenberg
“Anlamsızlık habis bir sözcüktür. En uç aşırılıklara bile hak tanıyan bir serzenişi adlandırır. Bu nedenle tehlikeli de bir sözcüktür. Sadece bir eksiklikliği ima etmez, aynı zamanda bir kısıtlamayı, asli bir şeyin çalındığını düşündürür, ki bu da bir suçlu aramayı tümüyle haklı kılar, eğer ortada bir suç varsa tabii.”
Hans Blumenberg, Endişe Nehri Geçiyor

Hans Blumenberg
“Henüz koca bir cephaneliğin, 'burjuvazi'yi korkutacak araçlarla dolu olduğu bir zamanda, çıplak gerçeğe katlanamadığını söyleyerek onu sarsmak ve utandırmak görece zararsız bir şeydi. Bu aygıtın yaratıcı zenginliği tükendikten sonra, onun yerini, soyutlamayı kuramın en yüksek tepelerine tırmandırarak, 'burjuvazi'yi her şeye ve herkese karşı suçlu ilan eden kapsamlı bir çaba aldı: Mahkemede, işaret parmağını müphem bir suçluluk ufkuna doğrultmayan tek bir savunma düşünülemezdi.”
Hans Blumenberg

Hans Blumenberg
“Caddelerde ve ekranlarda; gazetelerde ve kitaplarda; kürsülerde ve minberlerde -özellikle de minberlerde- tüm gayretleriyle beni kurtarmaya hazır ve sanki şimdiden harekete geçmiş görüyorum bu insanları. Benim kurtarılmaya ihtiyaç duyup duymadığımın, onlar için zerre kadar önem taşımadığını görüyorum. Bu, tarihte bir yenilik: Daha önce hiç bu kadar çok insan, başkaları uğruna, onlar istemeden harekete geçmemişti.”
Hans Blumenberg

Sophie Jordan
“Bu tuhaf bir histi; kendinizi suçlu hissediyor olmanız, yaşananlardan pişman olacağınız anlamına gelmiyordu.”
Sophie Jordan, Vanish

Bilge Karasu
“Mide bulantısı gibi, korku bulantısı gibi geliyor, bir korkunun gönül bulantısı gibi geliyor ağzına doğru, midesinden ağzına doğru, o eski, sanki bütün ömrünce kendisini kovalamış olan o eski eksiklik, o suçluluk tadı. Sanki doğduğu günden bu yana durmadan duymuş da alışmış olduğu, insanın bozuk bir mideye, topal bir ayağa, görmeyen bir göze alıştığı, gene de arada bir acısını, eksikliğinin, hastalığının, sakatlığının acısını duyduğu gibi, alıştığı halde arasıra canını yakan bu tadı, bu mide bulantısı gibi tadı
Duruyor. Artık bunun üzerinde düşünmek bile boş. Yapabileceği tek bir şey var: Bu acı, yakıcı, öd gibi eksiklik, sakatlık, suçluluk tadının, midesinden ağzına yükselişini duymak, beklemek, susmak, katlanmak.”
Bilge Karasu, A Long Day's Evening

Michael Tomasello
“İkinci şahıs sorumluluk ve ikinci şahıs suçluluk, insan türünün ilk toplumsal açıdan normatif tutumlarıydı ve muhtemelen güceniklik içeren ikinci şahıs itiraz sürecinin bir tür içselleştirilmesinden türedi. Ortak bağlılık vasıtasıyla oluşturduğu "biz"in temsilcisi olarak birey, başkalarına hak ettikleri gibi davranmadığı için kendine itiraz etti.”
Michael Tomasello, A Natural History of Human Morality

Terry Pratchett
“Ortada komplocular olsun istiyordu. Ayrıcalık ve güçle delirmiş adamların, bir yerlerde, dumanlı bir odada, brendi yudumlayarak komplolar kurduğunu hayal etmek çok daha iyiydi. Böyle bir imgeye tutunmak zorunda hissederdiniz kendinizi, çünkü bunu yapmazsanız, köpeklerinin tüylerini fırçalayan veya çocuklarını yatırmadan önce onlara masal okuyan sıradan kişilerin, dışarı çıkıp başka sıradan kişilere korkunç şeyler yapabildiği için kötü şeyler yaşandığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalırdınız. Kimliği belirsiz Onlar'ı suçlamak her zaman çok daha kolaydı. Söz konusu Onlar'ın aslında Biz olduğunu düşünmek ise iç karartıcı ve moral bozucuydu. Eğer Onlar yapıyorsa, bütün bunlar kimsenin suçu değildi. Ama eğer Biz yapıyorsak, o zaman... O zaman Ben neydim? Ne de olsa, Ben de Biz'in bir parçası olmak zorundaydı, değil mi? Ben'i asla Onlar'dan biri olarak düşünmezdiniz. Kimse kendini Onlar'dan biri olarak düşünmezdi. Bir her zaman Biz'den biriydik, kötü şeyleri yapanlar ise Onlar'dı.”
Terry Pratchett, Jingo

Terry Pratchett
“Ortada komplocular olsun istiyordu. Ayrıcalık ve güçle delirmiş adamların, bir yerlerde, dumanlı bir odada, brendi yudumlayarak komplolar kurduğunu hayal etmek çok daha iyiydi. Böyle bir imgeye tutunmak zorunda hissederdiniz kendinizi, çünkü bunu yapmazsanız, köpeklerinin tüylerini fırçalayan veya çocuklarını yatırmadan önce onlara masal okuyan sıradan kişilerin, dışarı çıkıp başka sıradan kişilere korkunç şeyler yapabildiği için kötü şeyler yaşandığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalırdınız. Kimliği belirsiz Onlar'ı suçlamak her zaman çok daha kolaydı. Söz konusu Onlar'ın aslında Biz olduğunu düşünmek ise iç karartıcı ve moral bozucuydu. Eğer Onlar yapıyorsa, bütün bunlar kimsenin suçu değildi. Ama eğer Biz yapıyorsak, o zaman... O zaman Ben neydim? Ne de olsa, Ben de Biz'in bir parçası olmak zorundaydı, değil mi? Ben'i asla Onlar'dan biri olarak düşünmezdiniz. Kimse kendini Onlar'dan biri olarak düşünmezdi. Biz her zaman Biz'den biriydik, kötü şeyleri yapanlar ise Onlar'dı.”
Terry Pratchett, Jingo