Hutu-Bantu ırkı ise, çiftçilik yapan bir toplum. Bilindiği gibi Burundi'nin komşusu olan Ruanda'da 1994 yılında 100 gün içinde yaklaşık 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutular, radikal Hutularca katledildiler.
İkinci Dünya Savaşı'ndan 25 yıl sonra, Avrupa ülkelerinin ekonomisi güçlenmeye başladı bununla birlikte Afrika, Güney Amerika ve Asya'dan ucuz hammadde alıp, sanayi ürünleri satmaya dayalı tam bir neo-kolonyalist çağa girdik. Marshall Yardım Planı sadece hümanizm hayaliyle tasarlanmadi. Aslında Avrupa'nın komünist olmaması ve eski sömürgelerini terk etmesi için başlatılan bir programdı. Sovyetler Birliği ve Çin'in de Afrika'nın hammadesi ve pazarına ihtiyacı vardı. Bunun için büyük ülkelerle Afrika üzerinden çatıştılar. Medeniyet çatışması “diplomasi” demektir. Diplomasinin amacı ve prensibi, en az zararla en fazla kazanç sağlamak anlamına geliyor. O nedenle kalkınma projeleri sadece o toplumlara iyilik için değil, aynı zamanda vahşi kapitalizmin yüzünü saklamak içindi ve her proje good will, yani iyi niyet, bağımlılık, bilgi, istatistiki veriler sağlıyordu. İnovasyon için fikir ve araştırma gerekiyor. Bu araştırmanın en uygun yeri de Afrika. O kıta gerçekten Charles Darwin'in bahçesi konumundaydı. Sadece Belçika'nın eski sömürgesi Kongo, üç milyon kilometrekare büyüklüğü olan ve Amazon ormanlarından sonra dünyanın en büyük tropikal bölgesi konumundaydı. Kalkınma çevresini ve bazı projeleri kesinlikle kötü yönleriyle görmüyorum. Çok iyi projeler gördüm, kendim de katıldım. Çok idealist ve melek gibi insanlarla tanıştım. O kişiler genellikle "grassroot" sivil toplum örgütü düzeyinde veya özel kalkınma projelerinde, mültecilerle, kadın ve çocukların hayatta kalmasıyla, çeşitli araştırmalarla uğraştılar. Örneğin "Sınır Tanımayan Doktorlar (Doctors Without Borders)" örgütünde olduğu gibi. Mikro düzeyde, çok etkili ve yararlı işler yapıyorlardı. Makro düzeyde 1970-1989 yılları arasında Soğuk Savaş döneminde kalkınma projeleri neo-sömürgeciler açısından Afrika'da olmak için bir araçtı.
Katliamda öldürülen Tutsilere ait kafatasları. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kegame'ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükümetin düşürülmesiyle son buldu. Fransa, soykırımı gerçekleştiren Hutu hükümetinin o dönemde en yakın dostu ve destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı'ndan en fazla sorumlu tutulan ülkedir (Wikipedia'dan alınmıştır). Ruanda filmi bu katliamı konu alan etkileyici bir filmdir.