Bu yorum aynı zamanda Romancekolikte yayınlanmıştır.
Rating; 4.5/5
Motosiklet çetelerine karşı son zamanlarda bir sevgi besledim ki hayırlara gitsin Bu yorum aynı zamanda Romancekolikte yayınlanmıştır.
Rating; 4.5/5
Motosiklet çetelerine karşı son zamanlarda bir sevgi besledim ki hayırlara gitsin inşallah. Tek, tek hepsini elimden geçiriyorum. Ama maalesef bu tarzı yazanlar az olduğu gibi, iyi bir şey çıkaranda bir o kadar az. O kadar umutlu olduğum kitabı kenara bıraktıktan sonra Satin and Steel'i elime aldım ve diğerlerine aksine beni daha ilk baştan hikayeye çekti. Cidden akıcı ve duyguları size yansıtan bir kitaptı.
Hemcinslerine göre biraz daha nasıl desem soft buldum. Suçluların dünyasındasın sonuçta caaanım, işlerin pür-i pak ilermesini beklemeyiniz lütfen! Bu tür kitaplarda mutlaka göreceğiniz iki temel olay vardır.
1. Aldatma : Boyunları elden geçirdikleri kadınların altında kalasıcalar!
2. Tecavüz : Yağlı urgan böylelerine az bile!
Aldatma bir yana tecavüzün erkek karakter tarafından olduğuna rastgelmedim. Genellikle birileri kızı kaçırıp, kötü emellerine alet etmektedir. Bu kitapta tamamen bir tecavüz geçmiyor ama kızımız bu tür bir eylemden zor kurtuluyor.
Şimdi ne demiştik? Oğlumuz motosikletçi kötü çocuklardan. Kulübünde başkan yardımcısı. Ah ama gel görün ki çoktan kapılmış. Old-lady'si var. Bu da motosikletçilerin yanlarında kalıcı tuttukları hatunlara verilen addır. Resmi bir belgen olmasada kulüp içerisinde evliden farkın yoktur bu isimle hitap etmesine izin verdiğin kişiyle.
Kızımız ise genç ömründe çok çile görmüş, birde tek varlığı kız kardeşini bu motosiklet çeteleri uğruna neredeyse kaybetmiş midir? Bu elemanların barlarına uğrayıp kardeşini soruştururken yanlış bir yere adımını atar. Kızı aç kurt gibi çevrelemişlerdir ama işler çığrından çıkmadan Dax tamda o gün bu elemanlara baskın düzenler.
Tamda bu kısımda anlamadığım bir konu var ki olaylar hızlı ilerler ve kızımız bu Dax'in kamyonetinin bagajında bulur kendini. Kim koymuştur? Kendimi gelmiştir? bilinmez.
Bu kısımdan sonra kızın iyileşme süreci, oğlanın kıza, kızın oğlana ilgisini kendilerine reddetmesi, birazcık aksiyonla geçiyor. Dax'in bi aşağılık kompleksi mi desem bilemedim olayı var ki kızdan yedi yaş büyük değilde 17 yaş büyüğüymüş gibi davranıyor. Oğlum sen neyin kafasındasın. Kendinden 20 yaş küçükleriyle evlenen karakterler gördük, kimse yan gözle bakmıyordu. Sana ne oluyor şimdi?!
Efendim sürekli bir küçük kız diye hitap etmeler, çocuğu gibi - lafta tabii bütün şeylerin çıban başı kıskançlık! - emir vermeler, böyle tip tip işler yapıyor. Sonunda da kızın cazibesine direnemiyorda noluyor? Motosikletine takılıp kazarak altında ezilesice Dax hiçbir şey olmamış gibi hayatına ve sevgilisine dönüyor. Bana buralarda afakanlar basıyor tabii. Çiftem nerde benim?! diye bağırsam ne fayda? Velhası kelam çok şeyden bir sonla kitap yarım yamalak bitiyor ve tam ikinci kitaba geçecekken öyle bir şeyin henüz olmadığını farkeden zat-ı muhterem ben yastayım a kitap dostları! ...more
Dirty ile Ellie'nin hikayesi Tegen ile Cage'inkinden daha güzeldi. Tegen'ın sürekli bağırışları sinir bozucuydu cidden.Dirty ile Ellie'nin hikayesi Tegen ile Cage'inkinden daha güzeldi. Tegen'ın sürekli bağırışları sinir bozucuydu cidden....more
"Bunu okumayı "düşünmem" bile hata ama gelin görün ki merakım cezbedildi. Mazoşistlik zor zanaat."
Demişim ama ya kendimi hazırladığımdan ya da yazar o"Bunu okumayı "düşünmem" bile hata ama gelin görün ki merakım cezbedildi. Mazoşistlik zor zanaat."
Demişim ama ya kendimi hazırladığımdan ya da yazar okuyuculara göre yazış stilini şekillendirdiğinden bana ilki kadar entrikalı gelmedi. Ama kabul etmeliyim ki baya akıcı bir kitaptı. :)
Dört verdim ama kararsızım. Kitaba karşı görüşlerim kaç kere değişti ama tek değişmeyen şu yalama meselesi. İnanın yanlış duymadınız. Adamın hayvani oDört verdim ama kararsızım. Kitaba karşı görüşlerim kaç kere değişti ama tek değişmeyen şu yalama meselesi. İnanın yanlış duymadınız. Adamın hayvani olarak adlandırılan bir yalama fetişi var. Her yer nasibini alıyor bundan. Ay yok, hayali bile itici bana göre. Bunun dışında cidden dengesiz bir erkek karakterimiz var hatta bunu destekleyen akıl hastanesi geçmişide var. Tescilli anlayacağınız.
Kitabın yarısına kadar çiftimiz arasındaki seksüel gerilimden çamaşır ipine dönmüşken, sonra yaz sıcağına maruz kalmış elektrik telleri gibi gevşedim azıcık. Bir ara sıkıldım, cidden bırakmayı düşündüm. Yazar öyle noktalara getirmişti ki hikayeyi, günlük olaylarla boğmaktaydı bizi. Ondan sonra pir açıldı. Remy koçum manyaksın sen diyecek durumlarla karşılaştık. Sonu hüzünlendirdi ama devam kitabı olacağını söylemiş yazarımız. E herşey yaşanmış, mutlu sona ermişti hani?
Konumuza gelirsek Remington profesyönel ligten uzaklaştırılmış bu sebeple illegal yollarla - öyle anladım ama görüntü pek öyle göstermiyordu kitapta buda bi soru işareti kafamda - dövüş yapan, gönüllerde taht kuran, süper playboy, party-rocker bi tip. Kızımız ise Olimpiyat madalyası hayaline sakatlıkla veda etmiş bunun yerine sporculara rehabilitasyon hizmeti veren biri.
Arkadaşının ısrarıyla Remy'nin maçını izlemeye giderler ve oğlumuz kızı gördüğü anda mimlemiştir. Hatta Brooke oradan kaçmaya çalışırken rakibini rekorluk bir saniyede sırf ona yetişebilmek için knockout etti vatandaş. Gitti kızı öptü, adını öğrendi. Arkadaşı numarasını bile yumurtladı. Bu olayın akabinde bir gecelik ilişki yaşamayı bekleyen kızımızın elinde bir adet iş teklifi buldu mu? Egosuna azıcık darbe vurulan kızımız bu adamla iş yapa dursun Remy'nin tekrar ligten atılması için komplolar etrafta dönmektedir. Bir de Brooke rakip dövüşçünün yanında hiç ummadığı birini görür mü? Bu kişi belkide tüm ilişkilerini yok edecektir. ...more
Güzel hikayeydi. Baya akıcı. Yazarın dediği kadar karanlık bulmadım açıkçası kitabı okumamı uzun süre erteleyende bu korkumdu. Çarpıcı bir hikayeyle kGüzel hikayeydi. Baya akıcı. Yazarın dediği kadar karanlık bulmadım açıkçası kitabı okumamı uzun süre erteleyende bu korkumdu. Çarpıcı bir hikayeyle karşımıza çıkmış. Merakla ikinciyi bekliyorum....more
Yazarımızın diğer serisinden aşina olduğumuz Lana'ya bir mutlu son yakıştırmış olduk. Tadında bitti bence olaylar. Normalde kısa hikayeleri seven biriYazarımızın diğer serisinden aşina olduğumuz Lana'ya bir mutlu son yakıştırmış olduk. Tadında bitti bence olaylar. Normalde kısa hikayeleri seven biri değilimdir ama yazarımız kararında tutmuş işi. Akira süperdi. Kendi iyiliği için fazla doğrucu olması başlarda bana cinnet geçirtecekti. Hele kitabın ortasında aslında tüm sorunun cesaret edipte birbirleriyle konuşmamaları olduğunu görünce bana afakanlar bastı. Sekiz yıl bildiğin çöpe gitti. Kısacıkta olsa Bianca ve James'i görmek güzel bir değişiklik oldu. Özlemişim keretaları anlamadan. Up In The Air serisi okurken beni çoook fazla sallamamıştı ama yavaş yavaş işleyen serilerden olduğunu bu sahneyle kanıtladı bana. Sonunda ki yeni kitaptan ön okumayı okumadım ama kitabı merakla bekliyorum. R.K. Romance de olsa işi gerçekçi bir gidişatta yürütebileceğini Bianca'nın bir kulak duyma duyusunu kaybetmesi ve yüzünde ki ameliyattan kalan izlerle kanıtladı. Serinin sonunda yaşadığımız o heyecan neydi yahu. Hatırladım,yine tüylerim diken diken. Yaaani söz sende R.K. Bad Things'i merakla bekliyoruz. :)...more
Bu yorum ÜKG Blog turu adına Romancekolikte yayınlanmıştır.
Çekiliş ve Alfa Erkek Furyası adında ki makale için lütfen blogu ziyaret ediniz.
Kitabı Bu yorum ÜKG Blog turu adına Romancekolikte yayınlanmıştır.
Çekiliş ve Alfa Erkek Furyası adında ki makale için lütfen blogu ziyaret ediniz.
Kitabı ülkemizde çıkmadan önce okuduğum ve yorumladığımdan bu sefer ki daha çok ikinci defa okuduğumda hissettiklerim ve çevirisi üzerine düşündüklerimi kapsayacaktır.
Öncelikle şunu fark ettim ki ben ingilizcesini cidden unutmuşum. Hatırladığım kısımlar olmasına rağmen kendimi ilk defa okuyormuş gibi hissettim. İlk seferde Fifty Shades'e benzettiklerinden kitabın okuyucu kopyasını rica etmiş ve okumuştum. Benzetildiği kitaptan çok etkilendiğimden ortalama bulmuştum. Türkçe okurken sanki kurguyu daha iyi kavradığımı hissettim. Aynı şekilde karakterleride.
Bu sefer aralarında ki sürekli sevişme halleri beni boğmadı. Bunu belki ilk defa kendi dilimde böyle bir şey okumama da bağlayabiliriz. İngilizcede artık defalarca karşılaştığımdan monotonlaştı cümleler tabii. Ama sürekli tensel temasta olmalarının ikisininde taciz mağduru olduğu ve geçmişlerini sanki böyle aklamaya çalıştıklarını düşüncesiyle okuyunca sıkılmadım. Duyguları hissettim, içimde cızladı ama yazarımız tensel olayları çoğaltınca hissiyatta dengeyi o kadarda iyi sağlayamamış. Özellikle karakterlere karşı sanki nötr hissediyorum. Ne seviyorum ne de nefret ediyorum. Benimseyemedim istediğim gibi.
Çeviri için hiç abartmadan Ayşe Kaya'yı, kitabı editleyeni, son okumasını yapana kadar tüm kadroyu alkışlıyorum. Erotik kitabın nasıl çevirmesini gerektiğine bence süper bir örnek sağladılar. Ben gibi Grinin Elli Tonu faciasından sonra çeviri konusunda tereddütle yaklaşan varsa çekinmesin diyorum. Beni tek rahatsız eden kitabın argo bir dili olması dolayısıyla direkt çevirildiğinden "yarık" kelimesinin kullanılmasıydı. Cidden riskli bir kelime olmuş. Ben ki yüzden fazla erotik roman okumuş, görmediğimin kalmadığını düşünen bir insanım ağzım açık kaldı görünce. Malesef yakıştıramadım. Belki ateşli anlarda oğlumuzun söylenmesi bir nebze kabul edilebilir görülse de kızımızın kendi cinsel organı konusunda böylesi bir tabir kullanmasını itici buldum. Bunun dışında gayet akıcı bir şekilde kitabı okudum ve konuyu daha çok sevdim. O kadar Fifty Shades benzetmesi okuduktan sonra kıymetini de bildim denebilir. ...more
Loading...
