ayak
Ayrıca bakınız: aýak |
Türkçe
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]Ad
[değiştir]ayak (belirtme hâli ayağı, çoğulu ayaklar) -ğı
- basamak
- birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
- Bu köprünün dört ayağı var.
- İskemlenin bir ayağı kırık.
- yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
- Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
- (anatomi) bacak
- (anatomi) bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak. — M. Â. Ersoy
- Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
- (anatomi) vücudun belden aşağı bölümü
- Ayağına bir pantolon çekti.
- (coğrafya) daha geniş bir akarsudan, bir gölden ayrılan akarsu kesimi
- (coğrafya) göl ayağı kavramının kısa şekli
- (edebiyat) halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
- (edebiyat) halk edebiyatında uyak
- Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. — S. Birsel
- (geometri) bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
- Dikme ayağını kırmıza tebeşirle çizdi.
- (madencilik) kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
- (müzik) mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
- (ölçü birimleri) futun küpü alınarak hesaplanan değer
- (ölçü birimleri) yarım arşın veya 30½ santimetre uzunluğundaki ölçü birimi
- (spor) altılı ganyanda yer alan her bir koşu
- (spor) karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
Çekimleme
[değiştir]Üst kavramlar
[değiştir]Deyimler
[değiştir]ayak almak, ayak atmak, ayak bağı, ayak basmak, ayak diremek, ayak döşeği, ayak elde, ayak giyeceği, ayak giyimi, ayak işi, ayak izi, ayak kolu, ayak oyunu, ayak satıcısı, ayak takımı, ayak uydurmak, ayak yapmak, ayak yolu, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağının altına karpuz kabuğu olmak, ayağının bastığı yerde ot bitmemek, ayağının pabucunu başına giymek, ayağını kaydırmak, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağı yanmış it gibi dolaşmak, ayağı yerden kesilmek, ayaklı kütüphane, ayakları birbirine dolaşmak, ayakları geri geri gitmek, ayaklar altına almak, ayaklar altında kalmak, bir ayak üstünde bin yalan söylemek birinci ayak
Türetilmiş kavramlar
[değiştir]ayakça, ayakçı, ayakçık, ayakken, ayakla, ayaklanış, ayaklanma, ayaklı, ayaksa, ayaksız
Çeviriler
[değiştir]
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "ayak" maddesi
Atasözleri
[değiştir]- Ayağında donu yok, fesleğen ister başına
- Ayağında donu yok, fesleğen takar başına
- Ayağını yorganına göre uzat
- Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- Ayaklar baş, başlar ayak oldu
- Ayda bir gel dostuna, kalksın ayak üstüne; günde bir gel dostuna, yatsın sırtı üstüne
- Baş nereye giderse, ayak da oraya gider
- Gezen ayağa taş değer
- Merdiven ayak ayak çıkılır
- Seyrek git sen dostuna, kalksın ayak üstüne
Eski Türkçe
[değiştir]Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Ad
[değiştir]Gagavuzca
[değiştir]Köken
[değiştir]- Eski Türkçe adaq (adaq)
Söyleniş
[değiştir]- Heceleme: a‧yak
Ad
[değiştir]ayak
- (anatomi) ayak
Kaynakça
[değiştir]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
Kırgızca
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]- Heceleme: a‧yak
Ad
[değiştir]ayak
- (anatomi) ayak
- Haftanın sözcüğü
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Türkçe 2 heceli sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede anatomi
- Türkçede coğrafya
- Türkçe kısa biçimler
- Kısa biçimler
- Türkçede edebiyat
- Türkçede geometri
- Türkçede madencilik
- Türkçede müzik
- Türkçede ölçü birimleri
- Türkçede spor
- Vikisözlük düzenle
- Eski Türkçe kökenli Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca 2 heceli sözcükler
- Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca adlar
- Gagavuzcada anatomi
- Kırgızca 2 heceli sözcükler
- Kırgızca sözcükler
- Kırgızca adlar
- Kırgızcada anatomi